İşte bu yüzden ilaçları banyoda veya mutfakta saklamamalısınız!

İlaçlarınızın etkisini kaybetmesi sağlığınızı riske atmanıza neden oluyor. Çoğu kişi kolay erişim sağlamak amacıyla ilaçlarını banyodaki dolaplarda saklamayı tercih etse de uzmanlar, bu alışkanlığın oldukça tehlikeli olabileceği konusunda uyarılarda bulundu. 

BANYO VE MUTFAK İLAÇ SAKLAMAK İÇİN UYGUN MU? 

Uzmanlar banyonun evdeki en yanlış ilaç saklama alanlarından biri olduğunu vurgularken, banyoda sıcaklık değişimlerinin ve yüksek nemin sürekli olduğu bir ortamdır. Banyo yaparken veya duş alırken oluşan buhar, ilaçların yapısını bozabilir. Örneğin tabletler nemden dolayı yumuşayabilir, merhem ve sıvı ilaçlarda ise istenmeyen kimyasal reaksiyonlar meydana gelebilir.

Benzer bir risk mutfakta da mevcut. Pişirme sırasında ortaya çıkan ısı ve buhar, ilaçların etkinliğini olumsuz etkileyebilir. Aynı zamanda ilaçların doğrudan güneş ışığına maruz kalması veya ısı kaynaklarının yakınında bulunması da zararlıdır.

İLAÇLAR NEREDE SAKLANMALI 

İlaçların en iyi şekilde saklanabilmesi için serin, kuru ve ışık almayan alanlar tercih edilmelidir. Örneğin yatak odasındaki bir çekmece veya koridordaki bir dolap, banyo ile kıyaslandığında çok daha güvenlidir. Öte yandan ilaçların çocukların erişemeyeceği, tercihen kilitli bir alanda saklanması önerilir.

BU NOKTALARA DİKKAT

– İlaçları çocukların ulaşamayacağı, tercihen kilitli bir dolapta saklayın.

– İlaçların orijinal ambalajlarını ve prospektüslerini atmayın.

– Evdeki ilaçları düzenli olarak kontrol edin, son kullanma tarihi geçmiş olanları atın.

– Soğukta veya özel koşullarda saklanması gereken ilaçlar için prospektüsündeki talimatlara mutlaka uyun.

 

 

 

 

 

 

Related Posts

Kadınlar ‘İkinci ergenlik’ diyor: İşte vücudu etkilediği yaş

Kadınların üreme döngüsünde önemli bir evre olan perimenopoz, hem fiziksel hem de psikolojik etkileriyle giderek daha fazla gündeme geliyor. Son yıllarda özellikle sosyal medyada “ikinci ergenlik” ifadesiyle tanımlanan bu dönem, birçok kadın için karmaşık ve çoğu zaman yanlış anlaşılan bir süreç.

Bel fıtığı sanıp doktora gitti, skolyoz olduğunu öğrendi! ‘Erken tanı en güçlü silah’

Şarkıları ve enerjisiyle geniş kitlelerin sevgisini kazanan genç şarkıcı Melis Fis, yoğun konser temposu nedeniyle yaşadığı bel ağrıları sonrası doktora başvurdu. Bel fıtığı şüphesiyle gittiği muayenede, o güne dek sadece adını duyduğu bir rahatsızlığın kendi kapısını çaldığını öğrendi. Skolyoz tanısı alan ve “Skolyoz sadece bir duruş değil, farkındalık meselesi: Farkında ol, destek ol!” diyen Melis Fis, Skolyoz Farkındalık Etkinliği’ne hem şarkılarıyla renk kattı hem de özellikle gençlerde sık karşılaşılan skolyoza yönelik kendi hikayesini içtenlikle anlattı.

Zayıflama baskısı gençleri anoreksiya riskiyle karşı karşıya bırakıyor

Prof. Dr. Fatma Çelik, zayıflama baskısının, yetersiz yemek yeme ve aşırı kilo kaybetmeyle kendini gösteren yeme bozukluğu hastalığı “anoreksiya nervoza”yı tetiklediğini belirtti.

Kelime kaybıyla başlıyor! Sessiz tehdit: Primer Progressif Afazi

Primer Progresif Afazi’nin (PPA), Alzheimer hastalığı gibi diğer demans türlerinden farklı olarak, başlangıçta sadece dil işlevlerini etkilediğini aktaran Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, nadir görülen nörolojik hastalığın belirtileri, tanı süreci ve hastaya yaklaşım yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Uzmanından “kene sayısında önceki yıllara göre olağanüstü bir artış yok” açıklaması

Uzmanından “kene sayısında önceki yıllara göre olağanüstü bir artış yok” açıklaması

Uzmandan PKU hastalarına Kurban Bayramı için beslenme uyarısı

Uzmandan PKU hastalarına Kurban Bayramı için beslenme uyarısı